Kuran'a göre ahirette Allah gelecek

Kur'an yazıyor: "O (Allah) - Evvel ve Ahirdir. Zahir ve Batındir. O her şeyi biliyor" (Kur'an, 57:3 ). Aynı fikir Yeni Ahit'te de dikkate iletiliyor ve burada Allah bildiriyor ki, "Ben - Alfa ve Omeqayam (Evvel ve Ahir) ve ahirette de ben geleceğim" (Библия, Откр.1:8, 1:10-11, 22:12-13). Bu kitapta, ahirette gelecek Allah gibi İsa peygamber öngörülüyor ve hıristiyanlar da İsa'yı Allah olarak kabul ediyorlar. Demek ki, Kur'an'da da - "O, Evvel ve Ahirdir, Zahir ve Batındir" derken - Batinde, yani gizlide olup, sonda gelen insan, Allah gibi kabul edilmelidir.

Kuran'da "Evvel" sözü - "Evvelu" olarak yazılıyor ki, bu da ilk, tüm varlıklardan önce var olmuş" demektir (Kuran, 57:3). Sufizmde bu sembol Sümer yazılarındaki "Libbi" sembolü ile aynı anlamlıdır. Ahir sözü ise bu kitapta "Ahiru" olarak yazılıyor ki, bu da Mısır'ın Qor, Kor, Horus sembolü ile aynıdır ve ben “Assuriya – qədim Azərbaycan ölkəsidir” adlı makalede bu sembollerin batini anlamlarını açmışım (sayt: http://gilarbek.blogspot.com/2013_10_01_archive.html).

Kuran'a göre, Allah Adem'i ve İsa peygamberi "Kün!", yani "Ol!" emriyle yaratmıştır (Kur'an, 3:59). Sonunda gelenin İsa, önce gelenin ise Adem olduğunu kabul edersek, anlarız ki, Evvelde ve Ahirde gelen Allah hakkında tam tasavvur oluşturmak için "AdemKün" ve "İsaKün" sembollerinin sırlarını incelemeliyiz.

Sadece sessiz harflerin özel anlam ifade ettiği sufizmde, yani Bâtın ilminde, "AdemKün" [DMKN] sembolü, kaynaklardaki "Damkin" [DMKN] sembolü ile aynı anlamlıdır. Damkin sembolü ise en eski metinlerde - "Yer ve Göğün temel Evi" olan Etemenanki tapınağına ait ediliyor. Ben, yukarıda belirtildiği makalede göstermişim ki, Etemenanki (AtumNunKi) zikkuratının Esagil tapınağı, eski Asur, Mısır Allahlarının yarattığı kozmik insanın - Adem'in yerdeki karakteridir. Metinlerde Asur/Osiris adlandırılan bu kozmik insan (Adem), eski Mısır kaynaklarında Atum Allah'ı adlandırılıyor. Muhiddin İbn Arabi, el Gazali, Astarabadi vb. gibi sufilere ve diğer kaynaklara göre de, Adem (Atum) - tüm dünyayı Kendi "bedeni" ile kuşatmış Allah'tır. Demek, Evvel (Alfa) anlamında olan ilk Allah - gökte kozmik insan karakterinde yaratılmış Atum Tanrısıdır.

Eski Mısır metinlerine göre, Atum Allahını - Mısır'ın ilk firavunu (pir) olarak tanıdığımız Amon yaratmıştır. Amon öldükten sonra, onun ruhu arşa kalkarak, önceden gökte yarattığı Ra diski ile birleşmiş ve Ra-Amon Allah'ına dönüşmüştür. Ra-Amon Allah'ı ise - kozmik insan olan Atumun (Adem'in) düşünen beynidir. Bu o demektir ki, Evvelde gelen Allah, yani Adem - Mısır'ın ilk firavunu olmuş Amondur.

Pir (firavun) Amon, 5500 yıl önce, insanlığa hayat vermiş ana maddenin sırlarını idrak etmiş ve kendisine tabi ederek, ondan, insan karakterinde olan kozmik varlık - Atum Allahını (Adem) yaratmıştır. Ana madde - kaynaklarda dirilik suyu, İlahi ateş, yaşam enerjisi vb. adlandırılan cevherdir ki, onun ne evveli ne de sonu var. Kozmik insan olan Adem de bu İlâhî nurdan yaratıldığı için, Kuran'da O - Evveli ve Sonu olmayan, doğmayan, doğurmayan Allah adlandırılıyor.

 

Kuran'da Ra-Amon Allah'ı Rahman gibi kaydediliyor ve Ra-Amonun gökleri tutması, Rahman'ın arşa sahip olması gibi dikkate iletiliyor (Kur'an, 20:5). Demek, Evvelde gelen Allah öyle Rahman Allah'tır ki, o Adem karakterinde arşa sahip olmuştur.

İslam'ın temel sembollerinden olan "Bismillahu Rahmânî Rahim" sembolü sufizmde - "Göklerin sahibi olan Allah'ın ruhu - Ra-Amon'un ve Ra-Qamın ruhudur" gibi menalandırılıyor ve ben “Batini-Qur'an” kitabında buna izah vermişim. Burada Rahman'dan sonra Rahim ismi geçmektedir ki, bu sembol Ahirde gelen ve batında olan Allah anlamındadır. Rahim sembolü sufizmde Ra-Qam anlamında, kamlıq durumunda (sufizmde Beka seviyesi) olan insan ruhunun, ahirette Ra güneşi ile birleşmesi demektir. Ra-Qam sembolü kaynaklarda Kamer (Qemer) gibi de kaydediliyor ve Ay anlamına geliyor ki, bu da Güneş Allah'ı Rahman'dan sonra, ahirette, onun yerine geçecek Ay Allah'ı anlamındadır.

Bismillah (Besmele) sembolü sufizmde "Bi+İsm+Allah" gibi açılıyor ve yazılanlara göre imam Ali demiştir: "Kur'an Fatiha'dan, Fatiha Besmeleden, Besmele ise Ba harfinden ibarettir. Ben ise Ba harfinin altında bir noktayım". "Ba" sembolü eski Mısır metinlerinde, gökte ölümsüzlük kazanmış pirin ruhunu bildiriyordu. İslam'da da Ba/Va sembolleri Allah'a aid ediliyor ve "Billah", "Vallahi" gibi bilinmektedir. Kuran'da Billah sembolü - "Amenû Billahi" olarak yazılıyor ki, bu da Ba Allah'ın ruhunun öyle Mısır'ın ilk piri olan Amon'un (Amenû) ruhu olması demektir (Kur'an, 49:15). Demek, "Amenû Billahi" deyince Amon Tanrısı'nın gökte, Allah karakterinde olan Ba ruhu anlaşılmalıdır.

Kuran'da, Ahirde gelenin de Allah adlandırılması demektir ki, ahirette oluşacak ikinci Adem'in de ruhu - pir (firavun) Amon'un ruhu olacaktır. Hıristiyanlarda "Ruh" anlamına gelen İsa sembolü - eski Mısır kaynaklarında "Allah'ın Ruhu" anlamına gelen "Sia", "Şu" simgesidir. Yahudiler bu Ruhu - "Yeşua", müslümanlar ise "Şii" sembolü olarak kabul ettiler. "İsa" sembolü Kitabi - Dede Korkutta "Asi" olarak yazılıyor ki, âsiler "su" altında - "Allah benim" diye bağırıyorlar (“Kitabi - Dədə Qorqud”, B., 1988, sayf.118).  Demek ki, Kitabi - Dede Qorquda göre, Allah - Amman (Ümman) Denizi'ndeki kafer kentinde yaşayan ruhtur ve o ahirette İsa karakterinde gelecek ki, bu aynı zamanda Şii imamının gelmesi anlamındadır.

Araştırmalar gösteriyor ki, hıristiyanların İisus Hristos adlandırdıkları İsa Allah'ı kaynaklarda imam Ali ile değiştiriliyor. Şiilerin Ali-Allahi (Ehl-Hak) tarikatında de Ali'yi Allah olarak kabul ediyorlar. Kuran'da Ali'nin adı geçmiyor, karşılığında ise Meryem oğlu İsa'nın adına 23 kez rastlanıyor. Sufi dahilerinden olan Muhiddin İbn Arabi, imam Ali'nin yerine İsa'yı - "mutlak vilayetin mührü" adlandırıyor ve bununla da, imamlık ve hıristiyanlığın fonksiyonlarının örtüştüğünü bildiriyor (Анри Карбен, «История исламской философии», sayt: http://networkedblogs.com/lrg5G). Arabi, varis sembolü altında, Allah'ın "Ol!" (Kün!) emri ile oluşmuş İsa'yı ve onun karakterlerini öngörüyor. Buna göre de Muhammed peygamber sadece Meryem oğlu İsa'yı kendine yakın bulur. Böyle anlaşılıyor ki, Muhammed peygamber İsa'yı - imam Ali gibi kabul ediyor. Demek, ahirette imam Ali ile aynı imge olan İsa, yani İisus Hristos gelmelidir. Ben - "Ledün ilminde İmam Ali karakteri" adlı makalemde Ali sembolünün en eski sembol olduğunu ve bu sembolün eski Assur kaynaklarında, gökte yaratılmış kozmik İnsan - Allah karakterinde olmasını da yazdım (site: http://gilarbeg.wordpress.com/2012/08/12/ledun-ilminde-imam-ali-karakteri/).

Sufizmde de "Ruh" anlamında olan “İsa” sembolü, müslümanların “Şii” sembolü ile aynı anlamlıdır. İsa peygamber Qalileyin (Celil) Nasıra kentinden olmuştur ki, Şiiler bunu Gel (Gelati - Şii) ve Nizar eli adlandırıyorlar. Nizar (Nasıra/Nasara) - batıni Şiilerde ırkın fahri olan imamdır. Anlatılanlara göre O yaşıyor, ama onu kimse göremez. O hep ebedi yaşıyor ve şahlık ediyor. Nizari rivayetine göre, birinci "gizli imam" Nizarın torunu olmuştur ki, babasının ve dedesinin Mısır'da zindanda ölümünden sonra yetim kalmıştır. Onu nizariler kurtarmış, Alamut kalesine götürmüşlerdir. Orada onu Hasan bin Sabbah gizlide terbiye etmiş ve hiç kimseye göstermemiştir («Шииты, сунниты, дервиши: вечные тайны ислама», М., 2005, sayf. 159). Yazılanlara göre, Hasan bin Sabbah ölümünden önce, kendi Alamut devletini kendi halefine - "imamın kendi devletinin başına geçeceği" zamana kadar tapşırmışdır (Л. В. Строева, «Государства Исмаилитов в Иране в XI – XIII вв.», М., 1987, sayf. 165,166,59). Demek, Nizar burada Nasıralı İsa gibi bir süre gizli kalmıştır ki, ahirette zuhur etsin.

Nizar sembolü - Nu kentindeki Azer/Asar, yani Osiris Allah'ı anlamındadır ki, Nu şehri eski Mısır metinlerinde Gel (Geliopol) şehrinin diğer adıdır. Nizarın sürekli yaşayıp şahlık etmesi, onun Allah rolünde olması anlamındadır ve eski Mısır yazılarında bu semboller Mısır Allah'ına uygulanıyor. Böyle anlaşılıyor ki, Nizar derken - eski Mısır'da dirilik suyu, İlahi ateş vb. anlamlarda olan Asar/Azer, yani Osiris Allah'ı anlaşılmalıdır. Mısır metinlerinin birinde Osiris - Nu (Nu-Asar/Nasar) Tanrısı'nın - "Ben Sebek Allah'ı gibi dirilecegim" deyiminden ise anlaşılıyor ki, kaynaklarda Sabbah deyince işte Mısır'ın Sebek Allah'ı anlaşılmalıdır. Osiris Tanrısı'nın kaynaklarında "ölüp-dirilen Osiris" olarak adlandırılması, Sebek Tanrısı'nın da bu anlamda dirilmesi, onun Osiris Tanrısı'nın karakterinde olması demektir. Buradan ise şöyle sonuç çıkarmak oluyor ki, gizlide kalmış İsa'nın gelişi, öyle Nizarın zuhurudur ve eski Mısır yazılarında bu olay Osiris (Azer) Tanrısı'nın ahirette dirilişi anlamındadır.

    

Nizarileri kaynaklarda "assasinler" adlandırıyorlar ki, sufiler bu sembolü "İssi-Sin" gibi okuyorlar. "İssi" (İisus) sembolü "Asi", "İsa" sembolleri gibi "Ruh" anlamına geldiği için, "assasin" sembolü de "Sin - ruhu" anlamını veriyor. Sin sembolü ise eski kaynaklarda, ahirette beklediğimiz Ay Allah'ı anlamındadır ve bu da İslam'ın simgesidir. Araştırmacı David Rol yazıyor ki, eski dönemde Harrandan (Arran) olan Ay Tanrısı Sin, kaynaklardaki "İl-Amurru" sembolü ile aynılaşdırılıyordu. İl-Amurru, yani amoreylerin (midiyalıların) El Allah'ı da eski kaynaklarda - Ay kültü amblemi yanında durmuş veya onu elinde tutmuş vaziyette tasvir ediliyordu. Bulunan eşyalarda "Amurru toprağının Sin Allah'ı" olarak tercüme edilen yazılar da rastlanmaktadır (Дэвид Рол, «Утраченный Завет», сайт:  http://lib.rus.ec/b/328508/read).

Ünlü sufi Cabir ibn Hayyanın "Kitap el-Mecid" traktatında, "Sin" sembolü, beklenen İmama ait ediliyor. Araştırmacı Henry Korbene göre, "Sin - garip, gezgin, yetim anlamındadır ve kendi çabaları ile İmama giden yolu tapanın, kendisi gibi gezginlere İmam'ın temiz nurunu gösterenin karakteridir...". Burada İmam, kendisi İlahi Ruhdan akarak dünyamızdaki durumu değişecek olan İksir (el-İksir) olarak gösteriliyor. Demek ki, amoreylerin Harrandan olan Sin - Ay Allah'ı, ana maddenin tecessümü olarak insan karakterinde zuhur edecek İmam'ın karakteridir.

Amorey [MR] sembolü İslam'da - hükümdar, yönetici, müslümanların başkanı anlamını taşıyan emir [MR] gibi bilinmektedir. Bu sembol şiilikte İmam Ali'ye atfedilen ve "Ali - emir el-müminin" olarak yazılıyor. Böyle anlaşılıyor ki, "İl-Amurru" sembolü altında "Ali - Emir", yani Şiilerin "Ali - emir el-müminin" sembolü öngörülüyor.

Lakim Emir, Amurru sembolleri aynı zamanda eski Mısır'la ilgili ki, "MR" sembolü Mısır piramidini bildiriyordu. Misirşünaslar "MR" simgesini - "kalkma yeri", "firavunun göğe kalkması için metafizik ateşli top", "Ba-nın kalkması", "yaratılış yeri ve sonsuzlukta dirilmenin gerçekleştiği İlkin dağ" vb. sembollerle ilgilidir. Tüm bunlar Ra-Amon Tanrısı'nın yaranışı ve arşa hakim olması ile ilgili sembollerdir. "MR" sembolü ile bağlı olan ve Mısır'ın diğer adı sayılan Ta-Meri sembolü ise - "Mer toprağı", "sevimli toprak", "diriliş toprağı", "şumlanmış ve yükseltilmiş toprak", "İlahi kanallar toprağı" vb. gibi manalandırılıyor. Fakat "mer" (piramit) sembolü aynı zamanda "toka" (bel, ketmen) işareti ile de ilgilidir. Bu işaret toka kelimesinden başka "henn " (kenn), "hennu" (kennu) - şeyi bozmak, değiştirmek, dönüştürmek vb. gibi de manalandırılıyor. "Henn (Kenn) kayığı" ise, Toprak açıldıktan ve Osiris Allahını yeraltı dünyadan bıraktıktan sonra göklere aparmalı idi ve b. (Алан Ф Эльфорд, «Путь Феникса», Тайны забытой цивилизации, «Земля Мер», http://www.universalinternetlibrary.ru/book/26498/ogl.shtml#t130). Eğer biz dikkate alırsak ki, "kenn", "kennu" sembolü aynı zamanda Kenan/KiNun, yani Allah'ın "Kün!" emridir, kabul ederiz ki, burada sohbet - ana maddenin "biçimini" değişerek, ondan yaratılmış ve göğe kaldırılmış topraktan gidiyor. Bu da bizim cennet dediğimiz ruhlar dünyası anlamındadır. Eski Mısır'da, gökte yaratılmış bu toprak Yukarı Mısır, yerdeki toprak ise Aşağı Mısır olarak adlandırılıyordu.

Tüm bunlar demek oluyor ki, Allah'ın "Kün" emriyle ilk yarattığı Adem, gökteki ruhlar dünyasının insan simasında olan karakteridir. Ahirde gelecer Allah da, evveldeki Allah'ın yolunu gitmeli ve o da öldükten sonra Atum Allah'ı (Adem) gibi dirilmelidir. Ölüp dirilen Allah gibi ise kaynaklarda Osiris, Attis, Adonis, Tammuz, Kibela, İsa vb. Tanrılar gösteriliyor.

İsa peygamberin "Kün”" emriyle yaratılması, yani "İsaKün" sembolü sufizmde "Sakin" sembolü olarak kaydediliyor ve Allah'ın sakinliği, Onun insanda ve belli bir varlıkta zühuru anlamındadır. Tevrat'ta "Sakin" sembolü "Skiniya" olarak işaretlenir ve Musa peygamberin İlahi ateşten, yani ana maddeden Gökte yarattığı çadır anlamındadır. Allah'ın sakin (skiniya sembolü) olduğu bu "Vahiy çadırı" Musa peygamber tarafından "kalmak" için yaratılmıştır. Demek buradaki "Vahiy çadırı" sembolü altında kozmik insan öngörülüyor ki, insan öldükten sonra onun ruhu, çadır sembolünde olan Adem'in (Allah'ın) "vücuduna" taşınıyor.

Ermeni kaynaklarında "Sakin" sembolü Sisakan olarak kaydedilir ki, bu da "İssi-Kün!", "İisus-Kün!" anlamındadır. M. Horenatsi "Ermenistan Tarihi" kitabında Sisakan (Sisak) soyunu - Gel, Gelarküni nesli adlandırıyor ki, bu da Qalileyli İsa'nın işte Gelarküniden olması demektir. Onun yazdığına göre, Ermenistan'ın birinci şahı Valarşak, Ermenistan'ın hükümranlığını işte Sisakan soyuna vermiştir (M. Horenatsi, kit.1, böl.12 ). M. Horenatsi bu nesli büyük, tanınmış aşiret gibi kutluyor ve bildiriyor ki, Alu, yani Albanuya alanları onlara miras verilmiştir. O işte bu "ejderha" soyunu - "eski şah tohumu" ve tacqoyan Baqarat, yani Aratta beğleri adlandırıyor. Bu ise o demek ki, Ahirde gelen Allah da - en eski şahlar soyundan olacaktır.

Ben - “Армения навечно дана азербайджанским бекам” adlı makalede gösterdim ki, kaynaklarda Ermenistan deyince Alban (Kafkasya Albaniyası) dağlarının göklerinde yaratılmış Ra-Amon Tanrısı'nın ruhlar dünyası düşünülmelidir (site: http://gilarbey.blogspot.com/2013/08/blog-post_142.html). Öte yandan, Albaniyanın da kaynaklarda Alu adlandırılması anlamına gelmesi o demek ki, Alu - yahudilerin El Allah'ı ve aşırı Şiilerin de Allah olarak kabul ettikleri İmam Ali karakteridir. Bu imge, ahirette gökte oluşacak yeni ruhlar dünyasının (El), yeni Adem'in (Atum Allah'ı) karakteridir. Kuran'da, ahirette, gökteki ruhlar dünyasının yeniden oluşması - "toprakların değiştirilmesi" gibi keçiyor (Kur'an, 14:48 ). "Cennet hakkında gerçekler ve onun vereselikle verilmesi" adlı makalede, ben bu konuda daha geniş bilgi verdim (site: http://gilarbeg.wordpress.com/2013/04/02/cennet-hakkinda-gercekler-ve-onun-vereselikle-verilmesi/).

Yazdıklarım çıkan sonuç şudur ki, ahirette Sisakan soyundan doğan insanda, Mısır'ın ilk firavunu olan Amon'un ruhu olacaktır. Olağan insan gibi doğan ve eski sırları bilen bu insan öldükten sonra, onun ruhu göklere kalkıp, "Dünya" nın yaratıldığı zaman gökte yaratılmış Ra diski ile birleşecekdir. Kuran'da bu birleşme Güneş'le Ay'ın birleşimi olarak belirtiliyor ki, bu da Güneş Allah'ı Rahmanla, Ay Tanrısı Rahimin birliği anlamındadır (Kur'an, 75:9 ). İşte bu vahhdetden sonra göklerde yeni Adem, Atum Allah'ı oluşacak ve bundan sonraki 2200 yıllık zamanın sahibi de Rahim Allah olacaktır.

Bütün bunlar hakkında daha geniş bilgi ve kesin olgular, yazarı olduğum "Batini-Qur'an" kitabında ve makalelerimde verilmiştir.

 

Firudin Gilar Beg

www.gilarbeg.com